bilgilerMikroskop (Yunanca: μικρός; σκοπεῖν), çıplak gözle görülemeyecek kadar küçük cisimlerin birkaç çeşit mercek yardımıyla büyütülerek görüntüsünün incelenmesini sağlayan bir alettir. Öncelikle adından da anlaşılacağı üzere, mikro, yani çok küçük hücrelerin incelenmesinin yanı sıra, sanayi, menakür, genetik, jeoloji, arkeoloji ve kriminoloji adli bilimler alanında da büyük hizmetler görmektedir.
Mikroskobu, ilk önce Hollandalı Zacharias Janssen'in, 1590 dolaylarında bir teleskobu tadil etmek suretiyle meydana getirdiği kabul edilmektedir[1]. Ancak bu sıralarda başka Hollandalı, Alman, İngiliz ve İtalyan bilginleri de, mercek sistemi tersine çevrilmiş bir teleskobun, cisimleri büyütmek için kullanılabileceğinin farkına varmışlardır.
Nitekim dünyanın güneş etrafında döndüğünü açıkladığı için, engizisyon işkencesine tabi tutulan ve dünyayı güneş etrafında döndüğünü iddia etmekten vazgeçmesi şartıyla Papa tarafından serbest bırakılan meşhur İtalyan bilgini Galilei Galileo (1564-1642) iki mercek kullanarak bazı tecrübelerde bulunmuştu[2]. Bugünkü mikroskobun ana prensiplerini ise 17. asırda HollandalıAnton van Leeuwenhoek ve İngiliz Robert Hooke bulmuşlardır[3].
İnsan gözü doğal bir mikroskoptur. Uzaktaki cisimler ufak gözükürler. Cisimler yaklaştıkça teferruatı daha iyi seçilmeye başlanır. Göz, sonsuz bir uyum özelliğine sahip olsaydı mikroskoba ihtiyaç olmazdı. M.S I. Yüzyılda, küresel bir cam içine su doldurarak bir mercek geliştirildi :Seneca merceği. Bu mercek bu büyüteçlerin atası olarak tarihteki yerini aldı. Seneca ‘yı insanların o dönemde kullanma amaçları basit : Merceği bir ışık kaynağının önüne koyarak ışığın çoğalmasını, yayılmasını sağlamak. Mercek alanındaki gelişmeler için insanoğlunun biraz beklemesi gerekmektedir. Görme bozukluklarının yardımcı aletlerle giderilmeye başlaması daha sonraki yüzyıllar da ancak gerçekleştirildi. Saydam minerallerden düzeltilerek kesilmiş parçalar çerçevelere yerleştirilerek insanların daha iyi görmeleri sağlanıyor. 13. yüzyılda, İtalya ‘da ilk silikat camı üretiliyor, bu gözlük uzağı görmeyen insanların sorunlarını çözüyor. Bu ülkeye dayanarak, daha güçlü merceklerin görme bozuklukları olmayan kişilerin, görme eşiğini azalttığını söyleyebiliriz. 16. yüzyılda içbükey mercekler üretildiğinde,artık yakını göremeyen insanlarında sorunları bir nebze olsun azalmıştı. Bu dönemde, Jacharias Jansen, içbükey ve dışbükey merceklerin doğrusal kombinasyonlarını deneyerek, ilk mikroskobu gerçekleştirildi. Bu ilk kaba birleşik mikroskobun sonuçları harikaydı. Mikroskop bir nesneyi tamamen kapalı iken 3x (3 kat), açıkken 9x (9 kat) kadar büyütebiliyordu. Mikroskop, 2 mercek ve tüpler arasındaki bir diyaframdan oluşuyordu. Ne yazık ki Jansen’in 16. yy’ da yaptığı ve Hollanda ‘ da Kraliyet ailesine sattığı bu mikroskoplardan hiçbiri günümüze ulaşmamıştır. Günümüzde miskroskop kullanımının amacı , kesinlikle Robert Hooke ( 1635-1703 ) dönemindekinin aynısıdır.16. yy’da araştırmacılar dışında , asil kişiler mikroskobu bir oyuncak olarak görüyor ve değişik amaçlar için satın alıyorlardı. 1660-1665 yılları arasında Robert Hooke “micrographia” yı yazdı. Micrographia’da Chistopher Cock ‘un yaptığı objektif ve okuler mercekleri olan bir mikroskopdan ve o’nu nasıl geliştirdiğinden bahsediyordu. Hooke , mikroskopa orta camda dediği üçüncü bir mercek yerleştiriyor ve böylece materyallerin daha iyi gözlendiğini ortaya koyuyordu. Hooke mikroskopla şişe mantarına baktığında bunun neredeyse tamamının hava olduğunu gördü ve tüm bu havayı çerçeveleyen yapılara “hücre” adını verdi . Fakat bu hücrelerin gerçekden hücre duvarı kalıntıları olduğunu bilmiyordu. Hooke , 1665’ten sonra o kadar güzel mikroskop örnekleri ortaya koydu ki halen Bilings Mikroskop Koleksiyonu ‘nda ve Kraliyet Mikroskop Birliği Koleksiyonu’nda bu örnekler bulunmaktadır. Antony Van Leeuwenhoek ( 1632-1723) 40 yaşlarında mikroskop kullanmaya ve yapmaya başladı . Hooke ‘un direktiflerinide göz önünde bulundurarak 400’den fazla mikroskop üretti. Ne yazık ki bunların da sadece 9 tanesi günümüze kalabilmiştir. Leeuwenhoek düzgün işlenmiş tek mercekli mikroskopun birleşik mikroskopdan daha iyi sonuç verdiğini farketmişti. Bu mikroskop , nesne yerleştirildikden sonra, göze çok yakın olacak şekilde kaldırılıyordu, böylece görüntüde 50x-200x arasında bir büyütme sağlanıyordu. Fakat , tüm bunların yanında odaklanma için çok iyi konsantre olmak gerekiyordu. Her şeye rağmen birleşik mikroskopdan kat kat üstün durumdaydı bu sistem . Zamanlarının en iyi mikroskop üreticileri, Hooke ve Leeuwenhoek birbirinden davranış olarak çok farklıydılar . Naif Hollanda ‘lı Leeuwenhoek , basit mikroskobuyla , mikroskobil nesneleri “hayvancıkları“ araştırmayı hiçbir zaman bırakmadı. O ‘nun başarısının sırrı , örnekleri , mercekleri ve gözlerini hep bir arada bulundurmasında yatıyordu. Hooke ise hep birleşik mikroskop kullandı . Bu mikroskoplar iki ya da daha çok mercek sistemlerinden oluşurlar . Bazı bileşik mikroskoplar sadece basit olarak oküler (göz yeri ) ve objektifden oluşur . Hooke mikroskobun Galileo ‘nun teleskopu kullanması gibi kullanıyordu.Ayrıca , daha detay görüntü için daha fazla büyütme gerektiğini düşünüyordu.Hooken ‘un mikroskobundaki aksaklık adese ve ayna sisteminde bütün ışınların bu noktada toplanmamasından kaynaklanıyordu. Mikroskobun gerçek öneminin anlaşılması, Mercello Malpighi’nin (1628-1694) yaptığı keşiflerle gerçekten sağlamış oldu. Malcello Malpighi en büyük mikroskop kullanıcılarından biri, bugün bile hala embriyolojinin ve histolojinin babası sayılıyor. Malpighi’nin mikroskopla yaptığı ilk keşif hayvan fizyolojisinde anıtsal bir önem taşımaktadır.[4]